19 Şubat 2015 Perşembe

dünyamızın oluşumu

Dünya Ve İnsanlar Nasıl Oluşmuştur?
Dünya Nasıl oluşmuştur?
İnsanlar Nasıl Oluşmuştur?

5-6milyar yıl önce yıldızlar arası toz bulutlarından oluşmuş dünya, oluşumunun ilk evrelerinde gevşek bir yapı göstermiştir. Dünyanın büyüklüğü bugünkünden daha fazla idi... artan yoğunlukla bu büyük küre gittikçe büzülmeye ve küçülmeye başladı...büyüyen basınç ile kütle konglomeraları halinde bulunan radyoaktif elementler parçalandı ve sıcaklık yükseldi.. Bu ısınma iç tarafın akıcı bir hal almasına ve maddelerin ağırlıklarına göre içten dışa doğru dizilmesine neden oldu... Böylece nikel ve demir gibi ağır metaller merkeze, hafif metaller ve bileşikler ise kabuk şeklinde dışa yığıldı...(100 bin yıl sürdüğü düşünülüyor) zamanla soğuyan dış kısım (litosfer) parça parça ağır metalleri de taşımak suretiyle oluşacak canlılar için gerekli mineralleri sağlamıştır.. soğumuş kabuk dış yüzeyde oluşacak karmaşık moleküllerin, içteki sıcaklığın etkisiyle yıkılmasını önlemeye başlamıştı.. fakat bu evrede anladığımız manada bir atmosfer henüz oluşmamıştı.. bu evre yaklaşık 2-3 milyar yıl sürmüştür... Dünyanın oluşumunda ulaşılan bu son evrede atmosfer oluşamamasının nedeni kütle azlığından dolayı gazların çoğunun uzaya kaçması olarak açıklanabilir... ancak ağır metallerle bileşik yapan elementler yerin yüzeyinde kalabilmişti.. bu nedenle uydular dolayısıyla dünya diğer gök cisimlerine göre çok daha fazla ağır metallerden yapılmıştır... örneğin güneşin yarısından fazlası hidrojen %98'i hafif elementtir... buna karşın dünyanın çapının yarısından fazlasını kapsayan iç küre tamamen demir ve nikelden oluşmuştur... Asal gazlar bileşik yapmadığı için tümüyle uzaya kaçmıştır... Bu nedenle bugün dünyada asal gazlar hemen hemen yoktur.

Vücudumuzdaki herşey milimetrenin binde biri büyüklüğündeki hücrelerden oluşur. Bu hücrelerin kimi biraraya gelerek kemikleri, kimi sinirleri, kimi karaciğeri, kimi midemizin iç yapısını, kimi derimizi, kimi ise gözümüzün kornea tabakasını oluşturur. Hücreler vücudun hangi parçasını oluşturuyorlarsa bu bölgede ihtiyaç duyulan boyuta ve şekle sahip olurlar. 

Bu kadar farklı görevler üstlenmiş olan hücreler nasıl ve ne zaman meydana gelmişlerdir?

İşte bu soruya verilecek cevap, bizi her anı mucizelerle dolu olan bir olaya götürecektir. Bugün sizin bedeninizi oluşturan yaklaşık 100 trilyon hücrenin tamamı, tek bir hücreden çoğalarak meydana gelmişlerdir. Şu an sahip olduğunuz hücrelerle aynı yapıya sahip olan bu tek hücre de, annenizin yumurta hücresi ile babanızın sperm hücresinin birleşimiyle ortaya çıkmıştır.

Allah, Kuran'da insanlara, kimi zaman göklerdeki ve yerdeki, kimi zaman da canlılardaki yaratılış mucizelerini, Kendi varlığının delilleri olarak örnek gösterir. Bu delillerin en önemlilerinden biri de, sözünü ettiğimiz konu, bir diğer ifadeyle insanın kendi yaratılışındaki mucizelerdir.

Birçok ayette insanın, ibret almak için, bizzat kendi yaratılışına dönüp bakması öğütlenir. İnsanın nasıl var olduğu, var olurken hangi aşamalardan geçtiği detaylı olarak tarif edilir. Vakıa Suresi'ndeki ayetlerde, insanın yaratılışı şöyle anlatılmaktadır:

Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecek misiniz? Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa Yaratıcı Biz miyiz? (Vakıa Suresi, 57-59)

İnsan bedenini oluşturan 60-70 kiloluk et ve kemik kütlesinin özü başlangıçta bir damla suda toplanmıştır. Akıl sahibi, duyan, gören, işiten ve vücut yapısı olarak oldukça kompleks bir yapıda olan insanın bir damla sudan meydana gelmesi şüphesiz ki olağanüstü bir gelişimin sonucudur. Bu gelişim ise, elbette başıboş bir sürecin, rastgele oluşan tesadüflerin sonucunda gerçekleşemez. 

Bu sitede yeryüzünde her insan ile birlikte hiç durmaksızın yaşanan "insanın yaratılış mucizesi"nin detayları anlatılmaktadır. Şunu belirtmek gerekir ki, burada anlatılan olaylar, insanın yaratılışındaki detayların yalnızca bir bölümüdür. Öyle ki bu sitede anlatıldığı kadarı bile, insana, Yaratıcısı'nın sonsuz kudretini, tüm evreni sarıp kuşatan sınırsız ilmini ve aklını bir kez daha göstermektedir.

Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık.

Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.

Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir. (Müminun Suresi, 12-14)

Çok açıktır ki, insanın oluşumundaki bütün aşamalar, Allah'ın benzersiz yaratışıyla var olmuştur. 

İnsanların kendi varlıklarından en ufak bir haberleri bile olmadığı aylar boyunca, Allah onların bedenlerini şekillendirmiş, onları tek bir hücreden düzgün birer insan olarak yaratmıştır. Bu gerçeği düşünmek, dünya üzerindeki her insanın görevidir… 

Sizin de göreviniz, nasıl var olduğunuzu düşünmek ve sizi yaratan Allah'a şükredici olmaktır. 

Unutmayın ki, bedeninizi bir kez yaratmış olan Rabbiniz, sizi ölümünüzden sonra bir kez daha yaratacak ve hesaba çekecektir. 

Bu, sonsuz güç sahibi olan Allah için çok kolaydır. 

Kendi yaratılışlarını unutarak Allah'ı ve ahireti inkar edenler ise, derin bir gaflet içindedirler. 

Allah bu gibi kişilerin durumunu Kuran'da şöyle bildirir.

İnsan, Bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir. 

Kendi yaratılışını unutarak Bize bir örnek verdi; dedi ki: "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?" 

De ki: "Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir." (Yasin Suresi, 77-79)
  böyle

en hızlı koşan 10 hayvan

dünyanın en uzlu hayvanından çita:Çita: Kedi ailesinin bir üyesi olan çita, dünyanın en hızlı memeli havanı olarak öne çıkıyor. Çitalar 120 kilometre hıza çıkabilir. Asıl inanılmaz olan nokta ise bu sürate sadece 3 saniyede çıkabilmesi. 2. hayvan :Pronghorn Antilobu: Dünyanın karada yaşayan en hızlı ikinci hayvanı ise Kuzey Amerika’da yaşayan Pronghorn Antilobu. Kendisini kovalayan yırtıcılardan kaçabilmek için saatte yaklaşık 91 kilometre hızla koşabiliyor. Bu performansını ise oldukça büyük olan akciğerlerine ve kalbine borçlu.  3. hayvan: Mavi Yaban Öküzü: Masai Mara’nın geniş düzlüklerinde sürüler halinde bir oradan bir buraya göç eden bu Mavi Yaban Öküzleri, en hızlılar sıralamasında üçüncülüğü taşıyor. Saatte 80 kilometre hızla koşabiliyorlar. Ancak onları diğerlerinden ayıran nokta, Mavi Yaban Öküzlerinin bu hızı sürü halinde koşabilme yetenekleri. Karşıdan gelen binlerde Yaban Öküzünün önünde kim durabilir. Hem de saatte yaklaşık 80 kilometre hızla geliyorlarsa… 4. hayvan: Aslan: Ormanlar kralı Aslan, bu sıralamada ancak kendisine dördüncü sırada yer bulabiliyor. Ortalama 80 kilometre hızla koşabilen bu dev kedi, avlarının korkulu rüyası. Asya ve Afrikaormanlarında haklı bir ünü olan Aslan ne yazık ki avcıların tehtidi altınd 5. hayvan:Keseli Antilop: Güneybatı Afrika’da yaşayan bu keseli antiloplar saatte 80 kilometre hızla koşabiliyor. Oldukça hızlı ve çevik olan bu antilobu avlamak için insanlar, ehlileştirdikleri dişi keseli antilopları tuzak olarak kullanıyor 6. hayvan:Kahverengi Tavşan: Avrupa ve Batı Asya’da yaşayan kahverengi tavşanlar yaban hayvanlarından ve avcılardan kaçabilmek için yaklaşık 77 kilometre hızla koşabiliyorlar. Avrupalı asilzadeleri dev av partilerinde peşinden koşturan meşhur tavşan işte bu... 7.hayvan:Kızıl Tilki: Ezop hikayelerinin sinsi kahramanı kızıl tilki de saatte 77 kilometre hıza ulaşabiliyor. Ancak kızıl tikli bazen kahverengi tavşan avlamak için bu hıza çıkarken bazen de acımazsı avcıların kurşunlarından kaçabilmek için bu kadar hızlı koşmak zorunda kalabiliyor. 8.hayvan:Grant Ceylanı: Grant ceylanı, Doğu Afrika’nın çim ovalarında yaşar. Çita gibi yırtıcı ‘düşmanların’dan korunabilmek için yaklaşık 72 kilometrelik bir hızla koşabilir. Ceylanın, 120 kilometre hızla koşabilen çitadan kurtulabilmesi için tek yapması gereken şey ise çitanın yorulmasını ve vazgeçmesini beklemek. Başka da şansı yok gibi… 9. hayvan:Thomson Ceylanı: Thomson ceylanı Afrika’nın geniş düzlükleri ve bozkırlarında yaşar. Kendisini tehdit eden yırtıcı hayvanlardan korunabilmek için de yaklaşık 75 kilometre hızla koşabilir. 10. hayvan:At: Dünyanın en hızlı koşabilen hayvanlarının arasında belki de tek evcilleştirilebilmiş olanı at. Yüzyıllar boyunca insanların medeniyet yolculuğunu sırtlayan atlar, türlerine göre farklılık gösterse de 72 kilometrenin üzerindeki hızlara ulaşabiliyor.

türkiyenin en uzun nehri

türkiyenin en uzun nehri fırat nehri yaklaşık 2800 uzunluğunda olrak bilinir fırat nehrinin efsanesi şöyledir efsane:Fırat’ın tarihteki asıl adı “Medos” tur. Kelime anlamı, Med dilinde “Medlerin Atası” demek. Medlerin bu günkü torunları ise Kürtler… Hindular için “Ganj” ın kutsallığı ne ise, tarihte Medler (Kürtler) için de Medos oydu. Zerdüşt dini terk edilip İslam’a geçildikten sonra bütün kutsallıklar Mekke’ye yöneldiği için Medos’ un kutsallığı da unutulmaya terk edildi. EFSANE Fırat adı, İonlar tarafından bir efsane nedeniyle verilmiştir. Eufrates (Öfrates) adında bir köylü, evlendikten kısa bir süre sonra askere alınıp savaşa götürülür. Köyleri Fırat sahilindedir. Uzun yılar askerde savaştan savaşa gider, esir düşer. Efsaneye göre savaş ve esarette en az 15-20 yıl geçirmiştir. Sonunda bir gün gelir esaretten kurtulup evine dönme yolu açılır ve köyüne doğru yola koyulur. Köyüne yaklaştığında aklına bir fikir gelir. Sürpriz yapmak için geceyi bekleyecek, karısı uykudayken gizlice eve girecek karısı sabah uyandığında sürprizle karşılaşacaktır. Planını uygular. Ortalık çekildikten ve karısının uyuduğuna da iyice emin olduktan sonra evine girer. Evine girdiğinde, karısının yanında bir erkeğin uyumakta olduğunu görür ve bütün sevinci vahşi bir öfkeye dönüşür. Bu öfkeyle hiç düşünmeden gerçeği öğrenmeyi beklemeyip koynuna bir erkek alan karısının bu ihanetini, ikisini de öldürerek cezalandırır. Sabah olunca köylülere gider ve ne yaptığını anlatır. Köylüler ona, karısının ona ihanet etmeyip bu güne kadar onu beklediğini, o erkeğin de kendisi gittikten sonra doğan oğlu olduğunu söylerler. Ne yazık ki Eufrates askere alındığında karısının hamile kaldığını bilmiyormuş. Gerçeği öğrenen Eufrates, yaptığı hatanın verdiği azap, üzüntü ve yaşadığı dehşete dayanamaz ve kendini Medos ırmağına atarak intihar eder. İşte o günden sonra, Medos’un adı “Eufrates’in atladığı nehir” anlamında Eufrates Nehri, sonra kısaca “Eufrates” sonra da Kürtçe Ferat ve nihayet Türkçe Fırat olur. O gün bu gündür Kürtlerin Atası Medos, bütün bunların hiç birinden habersiz Ferat olarak akar. Şıvan’ın dediği gibi “uykuyu ve uyumayı düşünmeden” akar da akar. Onu dizginlemek için üzerinde kurulan onca barajı dahi dinlemeden üzerlerinden aşarak akar ve akar. BİRGÜN GELECEK Bir gün gelecek, O’nun Kürt Evlatları ona tekrar MEDOS adını verecekler. Onun kutsal sularında tıpkı Hinduların Ganj’da yıkandığı gibi kutsanmak için yıkanacaklar. O gene akacak… Barajların üstünden aşarak akacak… Kürdistan Ovalarına bereket saçarak akacak… Fakat artık Medos olarak akacak… Ve kıyısında duygulanan her Kürt insanı, Şıvan'ın “stran”ını söyleyecek; Ey Ferat Ferat Wek daxwaziya mın pır dırêj kur hat. Ey Ferat Ferat Kêferata te bı xum xum û lew lêw Nayê bira te ne razan ne xew Ey Ferat Ferat. Her dem dınali bı qirin û gazi Pêlan dıde xwe bı qêrin feryadi Ey Ferat Ferat Kêferata te bı xum xum û lew lêw Nayê bira te ne razan ne xew Ey ferat ferat. Lê dızanım tu çı dxwazi Tu ji weki mın dxwazi azadi Ey Ferat Ferat Kêferata te bı xum xum û lew lêw Nayê bira te ne razan ne xew Ey ferat ferat efsane bu kadar daha fazla bilgi için http://www.skyturks.com/turkiyenin_en_uzun_nehirleri.asp

Türkiyenin en uzun dağı

ağrı dağı yaklaşık 5700 civarlarında ağrı da oluşmuş bir dağadır.Ağrı´ nın küçük büyük 2 tane uzun dağı vardır biri büyük dağ en uzun dağ odur küçük dağa ise 4750 civarlarında olarak bilinir daha fazla bilgi için